Ben seni hic sevmedim ki
Ben seni hic sevmedim ki
yorgun aksamlarda soyledigimiz sarkilari sevdim
bir cicege gulmeni bir gule benzemeni sevdim
bir de yildizlari sevdim
eylul aksamlarinda gelip gozlerinde durdular
Ben seni hic sevmedim ki
beni yola kodugunda ayrilmayi sevdim
kursunlari sevdim beni vurdugunda
aglamayi sevdim beni unuttugunda
aglamayi sevdim yanliz oldugumu anladigimda
ayakta kalmami sevdim
yikilmami sevdim seni her hatirladigimda
ekmegi sever gibi sevdim sensizligi
su gibi ozledim temmuz gunesinde sesini
ikindide yagmur gibi
geceleyin ruzgar gibi sevdim seni sevdigimi
Ben seni hic sevmedim ki
kuslara sarkilar ogretmeni sevdim
menekseyle konusmani
nisana hatirlatmani
baharin adinda yanlizlik olmadigini
dustugum zaman kanayan yanlarimi
ve tuhafligimi usudugum zaman
sakiz satan cocuklari yeni cikan sarkilari
her kaybettiginde kazanan yanlarini sevdim
denize dusmus gul gibi dustum atese
ben yangini sevdim
ben yandigim zaman boyle iste
Ben seni hic sevmedim ki
bir gece ceylan indi dagdan kalbine
bir gece siir gibi kibrit alevinde
alemin ortasinda kimsesizligin sesinde
bugusunda sabahin
acimasizliginda ahin
aglayan yuzunde isanin
ferahlatan gucuyle duanin
korkutan yaniyle narin
gulun ustune
tutundugum umudun ustune
korkunun ustune
senin ustune
hepsinin ustune
ben seni hic sevmedim ki
gittigin zaman
gitmeni sevdim
evreni sevdim geldigin zaman
kalmani sevdim
urkuyordum sana sana alismaktan
yinede sevdim gulumsemeyi
mendilimi sallarken seni goturen trenin arkasindan
kirlara ilk kar dustugu zaman
olumun en guzel oldugunu sevdim
seni icimde oldurdugum zaman
her kaybettigimde kazanan yanlarini sevdim
denize dusmus gul gibi dustum atese
ben yangini sevdim
yandigim zaman boyle iste
ben seni hic sevmedim ki
ben sevdim mi adam gibi severim
IBRAHIM SADRI
http://www.youtube.com/watch?v=OIH23GBRNmc
Aşk derlerdi o ne o kim derdim Sonra sen cikdin karşıma
Aşk´sın Sen ... Aşıksın dediler inanmadım inanamadım daha doğrusu inanamazdım yenilmiştim Aşk`lara
Nefesim durdu bakışlar anlamıyor beni tatlı bir meltem gibi esti Yüreğime deli yüreğe söz geçirebilirmiyim
En çok da aşk`A sustum
Kendimi çıkmaz sokakta sanıyordum ki yanılmışım
Senin adın çıkmaz sokak değil senin adın AŞK´mış
Yanlış kişide değilil ben gerçek kişide aşkı teselliyi bulmuşum
Eskiden ben aşktan kaçardım o beni kovalardı
ben kaçardim o kovalardı amaa artık kaçmıyorum
ben aşkımı buldum.. Her sokak her köse artık
SEN kokuyor... Seni sevdiğimi defalarca söylemek istiyorum sana
hiç durmadan sadece ; "Seni Seviyorum" demek istiyorum..
AŞK nedir diye Sorarsan hayat seninle Güzel
hayatıma girdin gireli böyle oldum sen beni benden aldın sevdiğim ...
Bir avuç içinde koca bir AŞK
O`sun işte sen
BIKMADAN doyasıya o deniz gözlerine bakmayı seviyorum
Gözlerini kalbime mühürledim ben artık sen yanımda olmadığın
o geceler o saatlerde bile senin gözlerin bende.. Ne desem ne etsem bilmiyorum artık AŞK bu bendeki biliyorum artık benide buldu ben hergün her saniye her dakka seni düşünüyorum
sende beni düşünüyorsun biliyorum ...
Ama benim seni sevdiğim kadar sen beni sevemezsin Benle istediğin
kadar inatlaşabilirsin ben ömrümü sana verdim artık Ask insanı bu hale getiriyormuş başıma ilk ve son kez gelmiş olucakdır umarım senle... Seni seviyorum...
Senin bir parça gülüşün beni mutlu etmeye yetiyor senin tek lafin benim içimi rahat tutuyor... Her an senin yasadiğını ve benim yanımda oldunu bilmek beni mutlu ediyor....Senin aldiğın her nefes için ben ömrümü feda ederim... Sen gidersen bende biterim unutma AŞK SENSIN ! ...
BENİM AŞKIM SENSİN SEVGİLİM....
Ben, seni senden habersiz
Sevdim.
Hani şimdikiler diyor; ya
*Platonik aşk*
İşte ben,seni öyle sevdim.
Göz, göze geldiğimiz anda!
İlk karşılaştığımız, mekanda!
Tam o sırada, tam o zamanda!
İşte ben, seni o an sevdim.
Hani çocuk iken, sorarlardı bize.?
Beni nekadar *seviyorsun* diye!
Bizde açardık, kollarımızı!
Bu kadar derdik ya!
İşte bende seni, o kadar sevdim.
Açılan kollar kadar!
Ağaçtaki, dallar kadar!
Uzayıp giden, yollar kadar!
Ben, seni sevdim.
Dün sevdim,
Bugün seviyorum,
Yarında seveceğim.
Ben seni, senden habersiz sevdim.
Ben seni senden, habersiz seveceğim.
Be hey zalim.
Bir bebeğin kalbi gibi yalansız
Nedensiz nasılsız seviyorum
Her gece uyumadan önce duam bu
Senle ben bir ömür diliyorum
Adın dilimde bir şiir
Gözlerin gördüğüm en güzel şehir
Seninle yıllansın aşk kalbimde
Sanki bin yıldır varsın benle
Yerim yurdum senin kollarında
Beni bir an bile sensiz bırakma
Seninle yıllansın aşk kalbimde
Sanki bin yıldır varsın benle
Yerim yurdum senin kollarında
Beni bir an bile sensiz bırakma
Bir bebeğin kalbi gibi yalansız
Nedensiz nasılsız seviyorum
Her gece uyumadan önce duam bu
Senle ben bir ömür diliyorum
Adın dilimde bir şiir
Gözlerin gördüğüm en güzel şehir
Seninle yıllansın aşk kalbimde
Sanki bin yıldır varsın benle
Yerim yurdum senin kollarında
Beni bir an bile sensiz bırakma...
Ben sevgiyi denizin mavisinde
Yosunun yaprak yeşilinde
Ağacın dalında
Arının balında
Senin dilinde buldum
Ben sevgiyi gökyüzünde
Özgür kuşun kanadında
Pınarın soğuk suyunda
Senin elinde buldum
Ben sevgiyi dağın doruğunda
Karın beyazında
Gecenin ayazında
Ay ışığında
Temmuz'un yazında
Senin belinde buldum
Ben sevgiyi toprağın karasında
Bağrında açan gülünde
Öten bülbülünde
Yağan yağmurunda
Gökkuşağında
Yılın dört mevsiminde
Senin yolunda
Ben sevgiyi sende buldum
Mahkeme salonunda, seksen yaşlarındaki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözlerini ve bitkin bakışlarını süzüyordu. Hakim tok sesiyle, yaşlı kadına: "Anlat teyze, neden boşanmak istiyorsun?" diye sordu.
Yaşlı kadın, derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı. "Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan..."
Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu, mahkeme salonunda . Sessizlik, bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu. Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından? Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı. Kadın neler diyecekti ? Herkes, onu dinliyordu. Yaşlı kadının gözleri doldu ve devam etti:
"Bizim bir sedef çiçeği vardı çok sevdiğim. O bilmez 50 yıl önceydi. O çiçeği bana verdiği çiçekler arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm. Yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım. Her gece güneş açmadan önce, bir tas suyla sulayacağım onu diye . İyi gelirmiş derlerdi. 50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kerede bu çiçeği ben sulayayım demedi. Taa ki geçen geceye kadar. O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım. Ben, böyle bir adamla 50 yıl geçirdim. Hayatımı, umudumu, herşeyimi verdim. Ondan hiçbir şey görmedim. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim."
Hakim yaşlı adama dönerek; "Diyeceğin bir şey var mı, baba?" dedi.
Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle, hakime yöneldi.
Tane tane konuştu: "Askerliğimi Reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım. O bahçenin, görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim. Fadime'mi de orada tanıdım. Sedefleri de... Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim. İlk evlendiğimiz günlerin birinde, boyun ağrısı nedeniyle, onu hekime götürdüm. Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa; boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi. Her gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin dedi. Hekimi pek dinlemedi bizim hatun .
Lafım geçmedi. O günlerde, tesadüf, bu çiçek kurumaya yüz tuttu. Ben ona: "Gece çiçeği sularsan geçer dedim. Adak dilettim. Her gece onu uyandırdım ve onu seyrettim. Sevdiğim kadını, yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece, o çiçek ben oldum sanki" dedi adam. O yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle.
"Her gece, o yattıktan sonra kalktım. Saksıdaki suyu boşalttım. Sedef, gece sulanmayı sevmez, hakim bey. Geçen gece de yaşlılık ben de uyanamadım. Uyandıramadım... Çiçek susuz kalırdı ama kadınımın boynu yine azabilirdi. Suçlandım...Sesimi çıkartamadım."
O anda gazeteciler dahil, mahkeme salonundaki herkes ağlıyordu....
"SEVGİDE CÖMERT AMA SEVDİKLERİMİZİ KIRMADA OLDUKÇA CİMRİ OLALIM"
Kırdığın kadehte kalan ömrümden
Ağlarsın içtiğim yılları bilsen
Hicrimle sararıp solan ömrümden
Ağlarsın biçtiğim dalları bilsen
Ar ettim sakladım uğraşlarımı
Haberdar etmedim sırdaşlarımı
Gizlemek isterken gözyaşlarımı
Ağlarsın seçtiğim yolları bilsen
Sefiller gücünü bende sınadı
Kimi kaçık dedi, Kimi bunadı
Berduş eleştirdi,sarhoş kınadı
Ağlarsın düştüğüm dilleri bilsen
Felsefe böyledir divanelerde
Teselli aranır bahanelerde
Bir kadeh mey için meyhanelerde
Ağlarsın düştüğüm halleri bilsen
Ateşi su bildim göz göre göre
Aklım zavallıydı duyguma göre
Bahtına şükretti “Mecnun” bin kere
Ağlarsın düştüğüm çölleri bilsen