B.erfin

 
Katılım: 05.01.2012
Sonraki seviye: 
Points needed: 33
Son oyun

Savaşlara hep savaşlarda ölmeyecek olanlar karar verir.Savaşta ölmeyeceğine emin olan insanlar da el çırparlar.

Savaşlar her zaman patlayan coşkularla, ateşli nutuklarla, yerleri sarsan marşlarla başlar, ölecek insanları ölmeye göndermek için böyle heyecan fırtınaları yaratılır ama hiçbir savaş o coşkuyla sürmez.

Ölüm, keder, ekonomik sıkıntı, pahalılık ve baskı gelir savaşla birlikte.
...
Savaşta insanlar ölür.

Gazetelerde garip bir savaşkanlık var.

Osmanlı döneminde Girit için böyle savaş naralarının atıldığı bir dönemde Babıâli’nin önünde “savaş yanlısı” bir gösteri yapılmış.

Sadrazam, “göstericilerin hepsini askere alın” emrini vermiş.

Emri duyan kalabalık bir anda kayboluvermiş.

Böyle bir emir de şimdi çıksa, “önce gazeteciler gidecek savaşa” dense, ertesi gün o gazeteleri görmek isterim.

Savaşa gitmeyecek olanın, savaşa gidecekler adına ateşli nutuklar atmasını her zaman ahlaksızca buldum, her zaman da ahlaksızca bulurum.

Savaşlara hep savaşlarda ölmeyecek olanlar karar verir.

Savaşta ölmeyeceğine emin olan insanlar da el çırparlar.

“Savaş, savaş” diye bağıranları tutup sormak isterim, “sen savaşa gidecek misin”, “hayır” derse, “ne bağırıyorsun öyleyse” diye sormak isterim.

Ölecek sen değilsen, başkasının ölüme gitmesini nasıl böyle sevinçle isteyebiliyorsun?

Gazetelerin ve gazetecilerin de her halde savaşı durdurmak için hükümete yardımcı olması gerekir.

İnsanları kışkırtmak, savaşın getireceği acıları onlara anlatmamak, ölümü alkışlamak, bu ülkeye ve insanlara yapılacak en büyük kötülük olacak.

Savaşta insanlar ölür.

Ölmeyecek olanların, ölümü alkışlamaları ise insanlığın en büyük sefaletidir.