https://www.youtube.com/watch?v=Y9qCzoXVnCo
Şimdi pencerenin kenarına bir sandalye çekip, oturma vaktidir. Eline bir fincan en sıcağından çay ama demleme hem de semaverde.. Bir eline de çikolata.. Gözün hep dışarıda olmalı tam da şuan da, hafif güneş vuruyor pencereme.. Bembeyaz karların üzerinden.. Ama erimesin ne olur, biraz daha gitmesin kar.. Bak tam da hayallere dalıyordum, çocukluğuma iniyordum tam da…
Hani anneciğim beni uyutmaya çalışıyordun da uyumamıştım… Kardan dolayı, karı bırakıp da uyulur mu be anne.. Zaten küçükken uyumayı hiç sevmezdim, şimdi de pek sevdiğim soylenemez ama..
Uykum hiç gelmezdi küçükken, zorla uyuturdu annem beni.. Bir defa yine böyle bir gün, uyumayacağım diye tutturdum. Dışarı çıkacağım karlara dokunacağım diye bağırıyorum.. Annem de ben üşümeyeyim diye eline aldı leğeni, dışarı çıktı bir sürü kar doldurdu , getirdi içeriye. Dünyalar benim olmuştu. Çocukken bir leğen kar ile sevinebiliyorduk. Şimdi kamyonlarca kar gelse ne kadar seviniriz. Yine de seviniyorum bu sabah.. Çocukluğumdan kalma bir sevinçle. Kırmızı fırfırlı elbisemi hatırladım.. Ne güzeldi, Turistler fotoğrafımı çekmeye çalışıyorlardı da babam izin vermiyordu.
Bir tane teneke sobamız vardı o dönem.. Yandım mı gürül gürül yanar, öyle ısınırdım ki, hala hissederim o sıcaklığı, yanaklarım yanar kıpkırmızı olurdu, tabi o zamanlarda böyle kansızlık gibi problemlerim de yoktu, çok sağlıklı bir çocuktum .. Neyse ben bir leğen karı görünce nasıl sevindim.. Annemle beraber kardan baba, kardan anne, kardan çocuklar yaptık … Sonra annem dedi ki; “Hadi şimdi uyu, uyanınca oynarsın bunlarla”
Ben de “Tamam” dedim…
Ben kardan adamların hayaliyle uyuyorum.. Ama nerden bileyim karların SICAĞI GÖRÜNCE ERİYECEĞİNİ…
Bir , iki saat sonra uyandım, Hemen kalktım sobanın yanına koştum. Annem bir de leğeni sobanın yanına koymuş .. Bir baktım leğenin içi su dolu!
“Anne nerde benim kardan adamlarım?”
Annem “Erimişler” dedi..
Allah’ım nasıl ağlamıştım, hiç eriyeceklerini düşünememiş meğer küçücük yüreğim. Nasıl üzülmüştüm.. Ve öğrendim tabi o günden sonra kar sıcağı görünce erir.. Öğrendim..
Şimdi artık ne soba var, ne karları içine doldurduğumuz leğen.. Ayrıca kar bile yok artık. Ben küçükken ne çok kar yağardı . Artık yılda bir kere yağarsa çocuk gibi seviniyorum.
Neyse ben yine de size de söyleyeyim, “Kar Sıcağı Görünce Erirmiş”
Ölü Toprağında Açan Çiçek Gibiyim . Ne Koparmaya Kıydılar Ne Sevmeyi Bildiler .
Saçları uzun kadınları
Çok sevin azizim.
Her telinde bir şiir yatar o saçların.
Uzun saçlarını kesen
Kadınları daha çok sevin
Her telinde bir acı yatar o saçların.
Hele ki
Bir kadını saçlarını kestirecek kadar yıktı iseniz...
Siz bir zahmet kadınları sevmeyin azizim..!
Sınıfta öğretmen sormuş:
-Dalda üç kuş var, birini vurdum kaç tane kalır?
Çocuk cevaplamış: -Hiç kalmaz öğretmenim.
"Olur mu oğlum" demiş öğretmen, "2 tane kalır." "Olmaz öğretmenim" demiş çocuk, -"Siz birini vurunca diğerleri aptal değil ya sesten ürküp kaçarlar...
" Öğretmen şaşırmış ve -"Aferin oğlum, cevabın yanlış ama ...düşünce tarzını beğendim." demiş.
Sonra çocuk, :
-"Öğretmenim, ben de size bir şey sormak istiyorum:
Sizce bunlardan hangisi evlidir? -"Emerek yiyen evlidir" demiş. Çocuk,
-"Olur mu öğretmenim ne alakası var,
parmağında yüzük olan evlidir ama düşünce tarzınızı beğendim." demiş...
İnsanları ne kadar düşünürsem düşüneyim beni o kadar düşünmediklerini öğrendim.
Her ne kadar çok seversem ve kal dersem ardına bile bakmadan gidebileceğini öğrendim.
Dilin karşısındaki gözlere , söyleyemediği sözleri parmakların kolaylıkla yazabildiğini öğrendim.
En fazla önemsediğim kişilerin benden hep uzaklaştıklarını öğrendim.İyi insan olmanın hep iyi sonuçlar getirmemekte olduğunu öğrendim.
Ve kalbim ne kadar kırılmış olursa olsun dünyanın benim acılarımdan dolayı durmadığını öğrendim..
Acısıni Yediğim Hayatin . .
Tatlısını Kimseye Yedirmem . . .
https://www.youtube.com/watch?v=0bi7ijxTt4g
"GÜNEŞİM OL" Diyorum
Seni seven kalbimin tek isteği şudur ki
Hiç kimseyi dinleme yüreğine kulak ver
Kapına yıkılmışım halim öyle mağdur ki
Ya tut elimden kaldır ya üstüme kefen ser
Yokluğunun kahrıyla ölmeyeyim bin sefer
Kimseler duymasa da sesimi nefesimi
Alem taşlayıp dursa şu gönül kafesimi
Hiç biri yıldıramaz bu aşkta hevesimi
Sen benim gönül cengim, sevdam o cenkte nefer
Gözlerinin gülmesi sevdam için tek zafer
Kalem ne yana dönse hep seni yazıyor bak
Ya oku yazdığımı ya da ateşe ver yak
Karar versin yüreğin bu sevdaya nedir hak
Hüzünlü gecelerde bitsin bu seyrüsefer
Ya seni kazanayım, ya kazansın kem kader
Dilenciye döndürme sevda denen sokakta
Yalvarırım bırakma bu aşkı muallâkta
"Güneşim ol" diyorum doğacak her şafakta
Böyle büyük sevdayı gururla etme heder
Ya vuslattan haber ver ya bana cellat gönder...